top of page

Deniz Yalabık Kimdir?

IMG_4661.jpg

Hikayem

18 yaşımda yaşadığım sağlık sorunları ve beraberinde seyreden tedavi sürecinden sonra çok hızlı ve ani kilo artışım oldu. Yaklaşık 60lı kilolardan 120li kilolara çıktığımda, olay fizyolojik kilo artışından çıkmış, psikolojik boyuta da taşınmıştı... En nihayetinde duygusal yeme ataklarım vardı artık...

Açlık oruçları, katı diyetler, kulaktan duyma kürler, asla gerçekliği olmayan ve zayıflama vaadeden çaylar/çorbalardan sonra al-ver döngüsüne hapsoldum. Her şey çığ gibi yanlışa doğru sürükleniyordu...

Çok kısa bir zamanda kaybettiğim hareket kabiliyetim, beden ve ruh sağlığımı neredeyse tamamen olumsuz etkiliyordu...

 

Sonunda tartıda 150 kg yazısını görmüştüm. Ve maalesef tartı maksimum 150 kg tartıyordu... 

Artık bir yerden başlamak gerekiyordu... 

Al-Ver Döngüsü

Diyetisyene gidiyorum, videolar izliyorum, bu konuyu araştırıyorum, kitaplar okuyorum, spor yapıyorum daha doğrusu yürümeye çalışıyorum, bir kaç gün güzel gidiyor, sonra ne olduğuna anlam veremediğim bir şeyler oluyor. Ve ben sürecime devam edemiyorum. Yine al-ver döngüsü...

Kilo vermek için tüm bilgiye sahibim, fakat uygulama konusunda sorunlar yaşıyorum. Sıkılıyor, yoruluyor, istikrar sağlayamıyorum. 

O kadar çok yasak ve kural var ki, kendimi çok mutsuz hissediyorum.

Çünkü yeniden 60lı kiloları görmek için yaklaşık 100 kilo vermem gerekiyor.

Bunun kaç sene süreceğini tahmin dahi edemiyorum ve süreç sürekli gözümde büyüyor...

Sevdiğim besinlerden senelerce mahrum kalamam! Onlar bana kendimi iyi ve güvende hissettiriyor. Ama yemeye de devam edemem, yiyerek kendimi her geçen gün daha da çıkmaza sürüklüyorum...

Bir şeyler yapmalıyım... Ama ne?

Hem sevdiğim lezzetlerden mahrum kalmamalı, hem de aynı süreçte sağlığıma kavuşmalı ve beden yükümden de kurtulmalıyım...

Evet, imkansızı istiyor gibiyim. Ama ben bunun da bir çözümünü bulur, bunun da üstesinden gelirim...

IMG_3169.JPG

İradesiz miyim?

Şunu daha önce anlamam gerekirdi ki;

Mutsuz olduğum bir beslenme disiplini, asla bana uygun değil...

Bunu anlamam biraz zamanımı aldı. Ben katı kuralların, katı yasakların insanı değilim. Ben yemek yerken keyif alıyorum, bazı lezzetler bana haz veriyor. Bu lezzetlerden uzak kaldığımda, içinden çıkamadığım bir başarısızlık döngüsüne giriyorum. Çok katı olunca kırılıyorum ve tamiratı mümkün olmuyor.

Bir kere de keyif alabileceğim bir disiplin denemek istiyorum. Canımın çektiği her besinin kendime uyan alternatifini yapsam mesela. Kek mi istiyorum? Sağlık sorunu oluşturmayacak malzemelerle pişirsem, porsiyon kontrolünde tüketsem, sürecimden keyif alabilir miyim? Sabah kahvaltımda sağlıklı krepler olsa, "sağlıklı bir birey gibi beslenme" düşüncesi bile mutluluk veriyor. Evet evet, bu yöntemi denemeliyim!... Ne kaybederim ki?

Bir yandan yoğun iş temposunda çalışıyor (yoğun dediğime bakmayın, bedensel yorgunluk ve hareket yok, grafik tasarımcıyım ve tüm gün sandalyemden kalktığım sayılıdır, benimki kafa yorgunluğu ve iş saatlerinin uzunluğu), diğer yandan da işe gidip gelirken yürüyüşlerimi yapmaya çalışıyorum. Eve ne kadar geç ulaşırsam ulaşayım, yarının menüsünü hazırlıyorum. Hala dışarıdaki yemekler konusunda kendime çok güvenmiyorum. Ama zamanla bunu da aşacağımdan eminim.

Bir zaman sonra hafta içi yemek yapma olayı beni bir hayli yoruyor ve pazar günlerimi yani tek izin günümü haftalık yemek yapmaya ayırıyorum. Bir süre bedel ödemeye değer diye düşünüyorum, çünkü şimdiden bedenimde güzel bir hafifleme ve değişim gözlemliyorum.

Yavaş yavaş sosyalleşmekten korkmayı bırakıyorum. Dışarıda kendime uygun yemekler bulabiliyor, bazen ufak tefek kaçamaklar yapıyor ve bunları dengeleyebilmeyi de öğreniyorum. Artık kendimi "iradesiz ve başarısız" olarak nitelendirmiyorum. Bu güne kadar başarısız olduğum her beslenme disiplinin "bana uygun olmadığını" anlıyorum... 

Denge Pusulası

Kendime uygun beslenme disiplinini bulunca, sürdürebildiğimi görüyorum.

Ve üstelik süreçten keyif de alıyorum! Mutluyum!

Besinleri tanımakla ilk adım atılıyor, besin gruplarını bilmek gerekiyor, etiket okumak, neyin yanında neyi tüketeceğimizi bilmek, tabakları orantılı besin grupları ile hazırlamak bu işin püf noktası...

İşin matematiği her ne kadar temel nokta olsa da, her insanın farklı besinlere zaafı var. Bu zaafları sağlıklı alternatiflerle değiştirmek, değiştiremiyorsak telafi edebilmeyi öğrenmek gerekiyor.

 

Özetlemek gerekirse: 

Bana çikolatayı yasaklayan hiçbir diyette başarılı olamazken, çikolatayı hayatımdan çıkarmadan dengelemeyi öğrendiğimde sürdürebildiğimi gördüm... Çikolata yasak olunca, bir kaç gün yasaklara uymaya çalışıyorum ama aklım hep çikolatada oluyor, yasaklar cazip geliyor, bir zaman sonra düşüncelerimin ve isteklerimin esiri oluyor, o çikolatayı sınırsızca yiyordum!

Oysa ki her ara öğünde çikolatadan bir parça yiyerek, onu hayatımda "normalleştirdiğimde", aklım çikolatada değil, hedeflerimde oluyor. Ve her adımımı hedeflerim doğrultusunda atıyor, sınırsızca yeme ataklarına yakalanmıyorum. Denge Pusulası'na uyuyorum!

 

Elbette süreç tek düze değil, güzel eksilerle birlikte arada artılar da görüyorum, bu işin fıtratında var bu...

Toplam sonuca baktığımda;

-94kg ile devam eden, sağlıklı beslenme disiplininden keyif alan, bunu yaşam tarzı haline getiren, artık spor yapmaktan hoşlanan ve hatta bunu bir tutku olarak gören, daha sağlıklı, mutlu 57-58 kiloda koruma programında olan bir kadınım şimdi!...

Demem o ki;

"Sen başarısız değilsin, henüz kendine uygun bir beslenme disiplini bulamamış olma ihtimalin daha yüksek...

Süreci birlikte yönetmek istersen, Motivasyon paketlerinden birine kayıt olarak, Denge Pusulası'nı deneyimlemeni tavsiye ediyorum!"

Günün menüsü

Sertifikalar

bottom of page